Blog

Çocuklardan dinleyelim: Küçük çocukları, ebeveynleri ve çocuklara bakım veren kişileri kent tasarımına dahil etmek herkes için daha iyi kentlerin oluşturulması anlamına geliyor

Yayınlandı 25 Ekim 2017 – Yayınlayan Amanda O’Rourke

Kendi şehrinizi düşünün. Küçük çocukların ve onlara bakım veren kişilerin ihtiyaçları kentinizle ilgili kararlar alınırken (sadece dikkate alınılmayıp) öncelik olarak görülse? Kendiniz mevcut halinden ne kadar farklı görünürdü?

10 yıllar boyunca araçların hareketini, insanların sağlık ve mutluluğunun önüne koyan şehir planlaması küçük çocuklara ve onlara bakım veren kişilere karşı çoğu zaman düşmanca bir yaklaşım sergileyen ortamlara neden olmuştur.

Kaldırımlarda oluşan çatlaklar, uzun otobüs bekleme süreleri ve üzerinde bank bulunmayan caddeler herkes için rahatsızlık vericidir ve aynı zamanda küçük çocuklar, bebek arabası kullanan kişiler ve hareket edebilmek için araç kullanan yaşlı bireylerin hareket özgürlüğünü ciddi derecede kısıtlayabilir. Benzer biçimde, uygun kamusal alanlar ve toplanma alanlarının eksikliği yaşlılar ve ilk kez ebeveyn olan kişiler için ciddi bir sorun olarak bu bireylerin toplumdan uzaklaşarak yalnızlaşmalarına neden olabilir.

Çocukların yeni yürümeye başlama sürecinde yürümeleri, bisiklet sürmeleri, atlamaları, bir şeyler keşfetmek üzere duraklamaları için güvenli olan sokaklar oluşturduğumuzda tüm kent sakinleri için işe yarayan bir kamusal alan oluşturmuş oluruz. Küçük çocuklar ve onlara bakım verenler için cazip parklar ve kamusal alanlar oluşturduğumuzda sadece o kullanıcıların sağlıkları için doğrudan fayda sağlamanın yanı sıra tüm kent sakinlerinin yaşam kalitesini iyileştirmiş oluruz.

Fotoğraf: Gyorgy Papp Photography (http://www.papphoto.com/)

Kentlerimiz nasıl daha iyi hale gelebilir? Kentlerimizi nasıl planlamalı, tasarlamalı, yönetmeli ve idare etmeliyiz ki kentlerin en genç sakinleri de gelişebilsin ve potansiyellerini tam olarak gerçekleştirebilsinler? Atılabilecek en basit adımlardan bir tanesi onlara katılma ve seslerini duyurma fırsatı vermek.

8 80 Cities olarak, dünya çapında küçük çocukların ve onlara bakım veren kişilerin kent inşası süreçlerinde temsil edilmelerinin önündeki güçlüklerin nedenlerini anlamak istedik. Toplumsal katılım uzmanları olarak kendi çalışmalarımızdan biliyoruz ki bu konuda bilgi ve araştırma alanında büyük bir boşluk bulunmaktadır.

Bu yılın başında Bernard van Leer Vakfı ile ortaklaşa çalışarak, küçük çocuklar ve onlara bakım veren kişileri dahil etme konusunda öncü olan kentleri ve toplulukları bulmak için yola çıktık. Ne de olsa, araştırmalar gösteriyor ki hayatın ilk yılları kişinin uzun vadeli sağlıklı gelişimi üzerinde en derin etkiyi yapmaktadır.

Arka plan araştırmaları ve dünya çapında öncü uygulamacılar ile söyleşiler gerçekleştirdik. Dünya çapında bebek bekleyen kadınlar, küçük çocuklar ve onlara bakım veren kişileri inşa edilmiş çevre ve hizmet sunumu ile ilgili çeşitli projeler de dahil eden yaratıcı ve etkili yöntemleri ortaya koyan hikayeler ve fikirleri ortaya çıkardık. 16 farklı ülkeden 21 vaka çalışmasıyla bu önemli fakat yetersiz temsil edilen nüfus grubunu dahil etmek üzere yenilikçi ve etkili teknikleri tespit etmede başarılı olduk.

Bu grupların katılımı elzem olsa da tek başına başarının ölçütü değildir. Önemli olan kentlerin bu grupları dahil ettikten sonra neler yaptığıdır. Katılım en genç ve en kırılgan nüfus grupları da dahil olmak üzere herkes için çalışan kentler oluşturma sürecinde bir adımdır.

Üzülerek gördük ki kapsayıcı vatandaş katılımının genel ilkeleri ve küçük çocukların ve onlara bakım veren kişilerin perspektifleri daha geniş çaplı olarak karar süreçlerine dahil eden hiçbir model kent yoktu. Vaka çalışmaları ne kadar yenilikçi ya da başarılı olurlarsa olsunlar yarattıkları etki dahil oldukları projenin kapsamı ile sınırlı kalmaktaydı. Bunlar diğer kentlerin bir şeyler öğrenebileceği ve öğrenmesi gereken ilham verici ve etkili örnekler fakat bu kentlerin karşı karşıya bulunduğu İhtiyaç ve baskılar temelinde ölçeklendirilmiş değiller.

Bu rapor bir başlangıç noktası, hala kat etmemiz gereken ne kadar mesafe olduğunu hatırlatan önemli bir mesaj. Bugün gezegenimizde yaşayan çocukların çoğunluğu kentlerde yaşadıkları için artık onların içinde büyümek istedikleri kentlerin şekillendirilmesinde söz hakkı verme zamanı gelmedi mi?


Amanda O'RourkeAmanda O’Rourke merkezi Kanada Toronto’da bulunan, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan 8 80 Cities kuruluşunun İcra Direktörüdür. Bu kuruluş kentlerin 8 yaşında bir çocuğun ve 80 yaşındaki bir kişinin ihtiyaçlarını dikkate alarak planlanması, inşa edilmesi ve yönetilmesi halinde herkes için harika olacakları şeklinde basit ama güçlü bir kavram temelinde kurulmuştur. Amanda, 8 80 kavramının ana mimarlarından birisiydi ve 2007 yılından bu yana kuruluş içerisinde farklı görevlerde bulunmuştur. 8 80 Cities kuruluşunun gelişim ve büyüme sürecinde kilit bir itici güç olmuştur ve Kuzey Amerika’da, Avrupa’da, Meksika’da ve Avustralya’da parklar, kamusal alanlar ve sürdürülebilir ulaştırma alanında pek çok projede çalışmıştır. Amanda, Toronto Üniversitesi’nden Planlama Bilimi dalında yüksek lisans derecesine sahiptir ve Queen’s Üniversitesi’nden Çevre Biyolojisi dalında lisans derecesine sahiptir. Dünya Kent Parklarının (World Urban Parks) Çocuklar, Oyun ve Doğa komitesi eş başkanlığını yürütmektedir. Amanda üç küçük çocuk annesi olduğu için çok mutludur, iyimserliğini hiç kaybetmeyecek ve kentleri herkes için harika yerleri dönüştürmeye tutkuyla bağlı bir kişiliğe sahiptir.